2 Kasım 2012 Cuma


ÖTEKİ OLUP SİZ OLABİLMEK
      Ben öteki, aranızdan biri ama 'bir o kadar diğer' olanım. Aranızdayım ama sizden biri değilim. Uzaktan kalabalığın arasından fark edemeyeceğiniz kadar sıradan, yaklaştıkça sıradanlığımı alıp götüren gerçekliğimle beyazın içindeki siyah bir noktayım. Aynı sokaklarda yürüdüğünüz, aynı havayı soluyup, aynı suyu içtiğiniz ama ötekiliğin içinden alıp çekmediğiniz potansiyel farklılık taşıyan bir insan.
      Sizinle aynı dili konuşuyorum, aynı şarkılarda hüzünleniyor ya da eşlik ediyorum. Bende sizin gibi kendi tasalarımı unutup dizi karakterlerinin dertlerine dalıyor, üzerine uzun uzun yorumlar yapıyorum. Fenerbahçe maçlarına gidiyor, kelime dağarcığımda olduğunu fark etmediğim kelimeleri havaya uçuruyorum. Pazartesi sabahları bütün dünyaya isyan sözcüklerimle baş kaldırıyor, beş karış suratla işe gidiyorum. Bende sizin gibi aşık olup, karşılığını alamadığım duygularımı Cemal Süreyya" ile paylaştım; bu şehirde uykusuz ve sarhoş bir bedenle gecelerimi sabaha bağladım., Bütün edebiyat dünyasının altına kötü damgasını düşünmeden vuracağı ama yazdığımda beni heyecanla saklandığım yerden dışarıya çıkartan cümleler biraraya getirdim, Edip Akbayram'ı dinlerken. Ben de bu topraklarda yaşanan her kayıp için sizin kadar kaybedip, sizin kadar öfkelendim. Ülkemin -umarım, ülkem dememin sakıncası yoktur- siyasi gündemini izleyip, komplo teorilerine yenilerini ekledim. Sizin gibi konuştum, öfkelendim, düşündüm, yaşadım ama sizden olamadım.
      Küçükken, çocuğuyla arkadaş olmamı istemeyen anne babalar vardı hayatımda, şimdi de kızıyla sevgili olmamı istemeyen anne ve babalar var. Pek birşey değişmedi bende ki farkındalık dışında. Çocukken anlamlandıramadığım sözler ve davranışlar, şimdi bende yalnızlık eklentileri haline geldi. Biliyorum nedenlerini ama cevapları bilmek ne işe yarar ki?İlk okulda en yakın arkadaşım Ali' nin beni bırakışınında, aşık olduğum kadının benden vazgeçişininde, iş yerinde ki arkadaşlarımın yargılayıcı bakışlarının da nedenini biliyorum. Kültürümün dışlanmış tarafıyım ben. Mahallede maçlara alınmayan, sınıf arkadaşları tarafından kabul edilmek için öğretmeninin sandalyesine raptiye koyan, okulda tiyatro oyununda kimsenin istemediği rollerde oynayan, iş arkadaşlarının angarya kabul ettiği evrak işlerini gönüllü olarak yapan, kendini kanıtlamak için milliyetçiden daha milliyetçi olan ama gittikçe güçülen ötekiyim. Dışlanmış taraftan karşı yakaya bir türlü geçemeyen, mücadele ettikçe yaşamın içinde kendi yarattığı dalgalarda çırpınan, su alan bir beden. 
       Kalabalık meydanların dikkat çekmeyen şahsı ben, mahallenizdeki  ya da iş yerinizdeki potansiyel suçluyum. Dünya çelişki ve zıtlıklarla dolu; beni insan yapan inancım, öteki olmamın sebebi mi?........Bırakmam inancımı da, ülkemi de, öteki olduğum milletimi de. Ağaç yapraklarını döktüğünde, nasıl biliyorsa tekrar yapraklarının çıkacağını; bende kayıplarıma, bütün gidenlere rağmen tekrar yeşereceğim günü hayal ederek yürüyorum aranızda. 


      Zordur ülkemde azınlık olmak, farklı etnik kökene, farklı dine sahip olup bizden biri olarak kalmak ya da olabilmek aramızda. Sadece insan olmak yetmez bazen; Fenerbehçe'li olmak, doğma büyüme Kadıköy'lü olmak, bu toprakların insanı olmak, ülken için üretmek ya da ödüller almak yetmez. İlle de çoğunluk gibi inanmak ve yaşamak, ille de çoğul olmak gerekir. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder